Gündeme dair yazdığım birkaç notumu
birleştirip sizlerle paylaşmak istedim dostlar
*
Birlik olamamanın ızdırabını yaşıyoruz.
Buna yol açan her türlü görüş ve mezhep
sahibi bunun vebalini taşıyacaktır.
Allah “birlik olun" diyor.
“Hablullaha sarılın” diyor.
Neymiş şu görüş bu görüş...
Yahu Allah aramızdaki ortak kelimeye
gelin diyerek yahudi ve hristiyana yaklaşın diyor peygamberine. Elbette
peygamber hayatta iken merkezde. Ama sen kendini hemen merkeze koyma kardeşim.
Ehli sünnet, şia, mutezile, modernler de
cabası... İhtilaflarınızı Allah'a havale edin. Ortak noktalarla biraraya gelin.
Siyasi olgunluğa ulaşın. Herkes kendi imanının sahibidir ve hesabını verir.
Kardeşliğe ve siyasal olgunluğa ulaşmak
zorundayız. Aksi halde kurumsal/organize kötülüğün hakimiyeti daima etkin
olacak. Allah için hakkı ikame etmek demek, kardeşlik ve ekber müştereklerde
birleşmek…
*
Sorunlarımız var. Bu kesin.
Sorunlarımız üzerinden negatiflik üretip
üstencilik yapanlar da sorunumuzun bir parçası.
“İslam ümmeti şöyle böyle” diyerek
sadece teşhis yapanlar çok büyük iş yapmış değiller tedaviye dair konuşmadıkça
hatta adım atmadıkça..
Şu an asıl problemimiz tarihin tüm
ağırlığı ile gelen ve kirletildikçe kirletilmiş şii-sunni ayrımı... Dallanmış
budaklanmış..
Yeni nesiller Kur'an merkezli sahih
sünnet ile yetiştirilmeli.
Tarihin kavgaları dini kılıf ile
kutsallaştırılmamalı.
Temel ilkelere hep vurgu yapılmalı,
ayrıntıyı dinin temeli gibi lanse etmemeli.
Cemaatler şahsiyet inşa etmeli, ezberci
robot değil. Farklı eserler okuyabilmeli.
Kur'an eğitimi baskın olarak verilmeli
evvela. Kurani mantık, Kurani çerçeve.
Şundan adım gibi eminim ki cemaat
mensupları ayetlerden ziyade hadislere ve hocalarının sözlerine vakıflar.
Mesela rum31'i ve enbiye53'ü bilen çok çok azdır.
Saflığa ulaşmamız için ilk olarak Kur'an
eğitimi verilmeli mezhep eğitimi değil. Ama görünen o değil maalesef. İlk
olarak cemaatin diğer cemaatlerden ayrı görüşü zerk ediliyor. Dolayısıyla birey
ilk elden karşıtlarını tanıyor. Kardeşlik duygusu oluşmuyor bu nedenle.
Muhatabına zavallı diyerek yaklaşıyor cemaat bireyi.
Düşman parçalanmışlığımızdan müthiş
istifade ediyor. Bu da kanımıza dokunuyor.
Bir Allah
Son peygamber
Kıble Kabe
Bu bir'ler bizi birbirimize karşı
sorumlu kılıyor. Saflığı bozmayın. Dini ayrıntılara boğup, ayrıntıları dini
temeli yapıp düşmanlıklar üretmeyin, kardeşlik esastır.
*
Bazıları maalesef Suriye'de olan
bitenden dolayı kendini hatalı görmeyip siyonist kılıflarla örtmeye çalışıyor.
Anlaşılan o ki başka müslüman beldelere
de rahatça girip yine taşeronluk yapacaklar. Yine katliama devam edecekler
gerekirse...
Ders alma yerine ayrılığı daha da
derinleştirecek söylemler üretmek başka belaları çekecek.
Suriye'de hiçbir şey olmamıştır.
Olduysa da iyi olmuştur, mealinde
yazanlar ağır vebal taşıyorlar.
Şeyh mürid ilişkisi maalesef her aşamada
ortaya çıkıyor.
O yaptıysa doğru yapmıştır, o yanlış
yapmaz..
İtikat buysa daha ne diyelim.
Ben Hizbullah'ın İsrail'e karşı zafer
kazanmasını istiyorum. Nasrallah’ın intikamını essahtan almasını istiyorum. Ama
Suriye'deki gibi katliamlar yapmasını istemiyorum. Suriyeliler bizzat
yaşadıklarını anlatıyorken hiçbir şey olmamış gibi davranılamaz. Öyle sanıyorum
ki Suriye’ye girdikleri zaman hassas davranmış olsalardı Suriyeliler bunu da
söylerdi. Zira aynı Suriyeliler 2006’da Nasrallah’ın resmini evlerine astılar.
O haberleri dün gibi hatırlıyorum. Aklımızla oynamayın. Ümmetin ortak ruhunu
kaybettirmeyin. Bir daha böyle bir hata yapmayın.
Bununla beraber "rafızi" etiketiyle
bir mezhebi tümden itham edere gözü kapalı tekfirlerin de doğru olmadığını
düşünüyorum. Zira bu şekilde tekfir edenler de katı bir zihniyet yapılanması ve
bu zihniyetle İslam kardeşliği ve ümmetin birliğinin inşası zor...
YORUMLAR