Reklam
Reklam
Urfa İçin Kritik Hutbe! "Adaletsizliktir, Zulümdür!"
Mustafa Tosun

Mustafa Tosun

Urfa İçin Kritik Hutbe! "Adaletsizliktir, Zulümdür!"

17 Ocak 2021 - 21:12

     Evet, geçen Cuma günü (15.01.2021) camilerimizde çok kritik bir hutbe okundu. Hasretle beklediğimiz içeriği dolu hutbelerden biriydi bu. Hatta yakın zaman öncesinde sosyal medya hesabımda şu mealde paylaşım yapmıştım. Acaba sesimizi mi duydular dedim:

     “Urfa’da vaizlerin vaazlarını namaz, oruç gibi ibadetlerle sınırlaması asla doğru değildir, sosyal dindarlığa katkı sunacak hak-adalet merkezli vaazlar verilmeli. Hatta ağır olacak ama aksi durumda bu halk aldatılmış olur. Zira hak-adalet merkezli olmayan dindarlar, kıldıkları namaz ve tuttukları oruçla kendilerini kurtulacak hissedebilirler. Ama ahirette sonuç sürpriz olabilir.”

     Sizce de öyle değil mi dostlar? Aile içi adaletsizlik, akrabalar arası adaletsizlik, kadın-erkek arası adaletsizlik, toplumda iltimasa dayalı adaletsizliklerle nereye varacağız?  İslam’ı iki kanatlı bir kuş olarak tasvir edersek kanadın biri Tevhid, diğeri Adalettir. Hemen şuraya adaletle alakalı iki ayet bırakmak istiyorum. Adeta adımız gibi bilmeliyiz bu ayetleri, zihnimize, kalbimize nakşetmeliyiz.

“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Maide:8)

“Ey iman edenler! Kendinizin veya anne babanızın ve akrabanızın aleyhine de olsa adaletten asla ayrılmayan, Allah için şahitlik eden kimseler olun. (İnsanlar) zengin olsunlar, yoksul olsunlar Allah onlara sizden daha yakındır. Öyleyse siz hislerinize uyup adaletten ayrılmayın. Eğer adaletten sapar veya üzerinize düşeni yapmaktan geri durursanız bilin ki Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.” (Nisa:135)

     Bilmeyenler veya hatırlamayanlar hutbeyi merak etmiş olabilir. Hutbenin konusu “Miras” idi. İmam efendi, Urfa halkının ekserisinin (tümü değil) Allah’ın emrini çiğnediği bu meselede, cemaate -bana göre- tarihi şu ifadeleri okudu:

     “Miras taksim edilirken her hak sahibine hakkının verilmesi, kadın-erkek, büyük-küçük hiç kimsenin mağdur edilmemesi esastır. Kadınlara miras verilmemesine yönelik örf ve adetler, dinimize göre adaletsizliktir, zulümdür, asla meşru değildir. Allah’a ve O’nun indirdiği Kur’an’a iman eden her Müslüman, mirastan payına düşene rıza göstermeli ve kardeşlerinin hakkına el uzatmaktan sakınmalıdır.”

     İşte, hutbenin bu kesitindeki hakikatin ihlal edilmesi sebebiyle yüzyıllarca ne zulümler, ne haksızlıklar yaşanıyor ah bir bilseniz. Nice kadınlar mağduriyetler yaşıyor ailesiyle. Sözde erkek kardeşleri de lordlar gibi yaşıyor, (aslında utanç dolu bir yaşam). Yahut nice erkekler büyük abilerinin zalimce baskısından dolayı aldığı mirasın tadına varamıyor. Yakında zamanda Urfa’da yaşanan arazi cinayetleri de bu günahın sonucudur. Birbirlerine düşen paylara ilkin razı olanlar sonradan razı olmamaya başlıyor.
Efendim? Duyamadım! “Müslümanız ama” mı demiştiniz? Güldürmeyin beni. Sabahın erken saatinde soğuk suda üşenmeden abdest alanlardan sadır oluyor bu adaletsizlikler dersem inanır mısınız? (İslam davetçileri her bölgenin nabzına göre davet vizyonu oluşturmalı, aksi halde işte böyle trajikomik manzaralar çıkıyor)

     İmamlar, vaizler cemaatin suratına suratına çarpacak şu sözleri:
     “Mirası adaletle bölüşmüyorsan, Allah’ın azabını bekle! Kızına vermiyorsan, yahut baban öldükten sonra kızkardeşine vermiyorsan Allah’ın senin için hazırlayacağı azabı bekle! Adalet duygusu kalbine yerleşmemiş biri nasıl “Ben Müslümanım” diyebilir aziz cemaat, dil ile iman ve namaz/oruçla İslam tamamlanmış mı oluyor sanıyorsunuz? Haberiniz var mı, Allahu Teala, “Yazıklar olsun namaz kılanlara”(maun suresi buyuruyor. Haberiniz var mı, Allahu Teala, “Yetimlerin malını yiyenler ancak karınlarına ateş doldurmuş olurlar.”(nisa:10) buyuruyor. Bu ayetlerden haberiniz var mı ey cemaat?
Siz yetim malı yemekten sadece kamu malını mı anlıyorsunuz, babası ölmüş yeğenleriniz var ya, işte onların payına düşen binlerce dönüm araziyi onlara vereceksiniz, alavere dalavere ile o arazileri üzerinize geçirirseniz, işte o zaman karnınıza ateş doldurmuş olursunuz ahirette, dünyada da zillet dolu azap göreceksiniz. Konu yetim olunca akan sular durur ey cemaat haberiniz olsun! Hak ve adalet eksenli bir dindarlık algınız ve pratiğiniz yoksa amellerinizin boşa gitmesinden korkun vallahi. Münafıklar namaz söz konusu iken Allah’ı aldatmaya çalıştıklarını sanıyorlardı, Allah ayette buyuruyor ki, “Münafıklar Allah'ı aldatmaya çalışıyorlar. Oysa Allah onların aldatmalarını kendi başlarına çevirmektedir.” (Nisa142). İşte Allah mirası hakkıyla vermeyenlerin de bu şeytani tavırlarını kendi başlarına çevirecek, çeviriyor da. Müşahade ediyoruz. Urfalı bir abimiz şunu söylemişti bir ara: “Urfa’da köklü zengin aileler var herkes bilir, mesela şu aile mirasını kadınlara pay ettiği için istikrarlı bir şekilde bugüne kadar geldiler, kaç göbekten. Ama mirasını kadına vermeyenleri biliyoruz, onlardan daha zengin oldukları halde tepe taklak oldular.” Bu ifadeler abimizin bir gözlemi dileyen katılır, dileyen katılmaz. Ama bence bu iş denemeye gelmez. Allah zalimden mazlumun, mağdurun intikamını muhakkak ama muhakkak alır.”

     Kendim aynı zamanda yardım çalışmaları yürütüyorum. Dul kalan onlarca kadına yardımlar ulaştırıyoruz. Koca hayırsız çıkmış ve terk etmiş, kadın per-perişan ortada, çocuklarıyla. Soruyorum, “Mirastan kalan bir şeyler yok mu?”. Verdiği cevap: “Bize verirler mi?”. İnanın miraslar düzgün dağıtılsa biz bu kadar yardım ulaştırmak zorunda kalmayacağız. Özellikle büyük abiler malı götürüyor. İflah da olmuyorlar. Bence korksunlar, haksızlık yapan herkes korksun, bu iş denemeye gelmez. Allah’ın azabı şiddetli olur.  
Şuna da dikkat edelim dostlar. Allahu Teala miras ayetlerinde, alenen kesirli ifadelerle bölüşümleri izah ediyor. “kadına da beş, on bir şeyler verin” demiyor. Oran belirtiyor ve ailenin diğer bireylerinin farklı ihtimallerini de belirterek kesirli ölçü vermeye devam ediyor Kur’an. Bu durum, işin daha da ciddi olduğunu gösteriyor. Bunu da belirtmiş olalım.

     İmanı besleyen ameldir. Kur’an’a ve Sünnete ittiba imanı besler. Yoksa istediğin kadar “Allah birdir, peygamber haktır” de. Lafla peynir gemisi yürümez. Son olarak Hac suresinin 37. ayeti bize öyle bir tüyo veriyor ki iman-amel meselesinde niyetin ve takvanın ne kadar önemli olduğu anlamak isteyene yeter:
 

     “Onların ne etleri Allah’a ulaşır ne de kanları; O’na ulaşacak olan sadece sizin takvânızdır. İşte Allah onları sizin istifadenize verdi ki size doğru yolu göstermesinden ötürü O’nu tâzimle anasınız. İyilik yolunu tutanları müjdele!”

 
      Not:
Miras bölüşümü konusunda çok asil Müslümanlar da var. Duyuyoruz. Allah onlardan binlerce kez razı olsun. Bir amcamız tam 18 çocuğuna mirasi hakkıyla bölüşüyor. Tabi kızlara da. Rabbim böyle yiğitlerin sayısını arttırsın.
      Konu ile ilgili blog sitemde yazmış olduğum bu yazıyı da okumanızı ve paylaşmanızı tavsiye ederim: https://mustafatsn.blogspot.com/2020/11/fstk-bahceleri-dunya-ve-ahirette.html