Reklam
Misyonun Ruhu: Görev Bilinci
Perihan Taşdemir Taylı

Perihan Taşdemir Taylı

Misyonun Ruhu: Görev Bilinci

16 Kasım 2025 - 09:43

MİSYONUN RUHU...
Görev Bilinci... 

Hakikate hizmet etmek, kalabalıklar ve çoğunluğun attığı bir imza değildir. Başlangıç daima tekildir, bireysel başlar… Sessiz bir “Evet” ile atan bir kalbin, Yaradan’a verdiği sözdür.

Çünkü Allah insana topluluklar halinde değil, bizzat kalbine hitap ederek seslenir. Kader çizgileri bir toplu fotoğraf değil, tek tek dokunan ilmeklerdir. Her insan bir sırdır… Ve her sır, kendine mahsus bir emir alır.

Bir yolcu, önce kendi içindeki emaneti fark eder; “Bana verileni ben nereye taşıyacağım?” diye sorar. Asıl misyon ise burada başlar…

Ve sonra zaman gelir…
Hakikat yolunda ilerleyenler birbirlerini duyar, gözle değil elbette, ruhlarının imzasıyla. Bir araya gelip “Birlikte çalışacağız...” demek, aynı cümleyi söylemek değildir. Aynı sorumluluğu taşımaya razı olmaktır.

Dava kardeşliği,
slogan olmayan,
alkış istemeyen,
gösteriş aramayan,
çıkar ve hırs gözetmeyen, 
şeffaf ve emin bir sadakat ister.

Mücadeleye bir olup girersin, ama hesabı herkes kendi kalbiyle verir.
Çünkü Allah huzurunda, hepimiz tek tek dururuz.

Birlik, “bir araya gelmek” değil,
aynı gayeyi taşımak demektir.

Yetenekler emanettir. Bilgiler emanettir. Kudret, söz, kalem, şifa, sezgi, ilim, dil, belagat… hepsi emanettir.

Ve dava arkadaşı, bu emanetleri birbirine teslim edecek kadar güvenmeyi de bilir. “Kardeşimin bende hakkı vardır.” diyebilendir.

Amacı ve hedefi birlikte seçmeyenler, aynı yolda yürüyemez. Çünkü hedef yön, yön kıble, kıble kalptir.

Ve misyonun özü şudur:
Hakikate hizmet eden, önce “Benim yerim nerede?” diye sormaz.
“Benim elim neyi güçlendirir? Ve Bizim için daha fazla elimden ne gelir?” diye sorar.

Bana gelince…
Ben kendimi Yaradanım yolunda hisseder ve yaşarım. Hakk’ın nefesiyle yürür, O’nun muradıyla görür, O’nun izzetini dilerim her daim. Destek beklemem desteği verirsem, O’nun için veririm. Sevilmeyi aramam seviyorsam, O’nun için severim. Yorulmam ve şikayet etmem çünkü vazifeyi yapan ben değilim; ben sadece seçilmiş bir aracıyım.

Rüzgâr görevliyse eser,
Yağmur görevliyse iner,
Güneş görevliyse doğar.
Ben de görevliysem hizmet ederim.

Benim yerimi, ünvanımı, payemi dünya tayin etmez. Benim kıymetimi, sadece Yaradan bilir. Ve bu bana yeter.

Misyon, başarıyla değil;
sadakatle ve ehliyetle ölçülür.

Yolun sonunda şunu diyebilirsem biliyorum ki görev tamamdır: Bana teslim edileni, emanete layık bir kalple taşıdım.

Hakikat yolcusu, kalabalık aramaz, çoğunlukların peşine düşmez. Sadece çağrısını duyar. Ve çağrıya cevap verir.

İşte bu…
Bir ömürlük yemindir:

Rabbim ne için yarattıysa, ben oradayım.
Ne verdiyse, ben onunla savaşır ve onunla şifa olurum.
Nereye çağırdıysa, izzetle giderim.

Bu, bir inanç değil sadece;
bir kimliktir…
bir hayat biçimi…
bir şeref.

Ve böyle yürüyene dünya değil,
Arş yol açar... 

Y'ol'umuz her daim sev'gi'de buluşsun Can'lar...

Peri'han Taşdemir... 
...
..
.

YORUMLAR

  • 0 Yorum