BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
GAZZE İÇİN SÖZ DEĞİL ACİL EYLEM VAKTİDİR!
Siyonist Nazi soykırımı 21 aydır devam ediyor. Tam 21 aydır dünyanın en azılı katillerine karşı Gazzeliler tek başlarına direniyorlar. Birkaç gün önce Ebu Ubeyde’nin konuşması hepimizin kalbini parçaladı.
"Ey İslâm dünyasının liderleri, partileri ve âlimleri! Siz bizim kıyamet günü hasımlarımızsınız. Sizlerden, her yetim, her dul, her yerinden edilmiş, her yaralı, her aç ve mazlum davacı olacak. On binlerce masumun dökülen kanı omuzlarınıza ağır bir vebal yüklemiştir; çünkü onların imdadına yetişmediniz.” dedi.
Evet bu suçlar canlı yayında hepimizin gözü önünde işlendi. İlk günlerde etkilendik gün geçtikçe daha az tepki verdik. İlk hastane bombaladığında İsrail’e çok kızdık ama sonra tüm hastaneleri vurdu. Vurulmamış tek bir hastane bırakmadı.
21 ay önce Ebu Ubeyde yine seslenmiş ve demişti ki:
“Savaşı ekrandan izleyenler, İslâm dünyasına savaşın kalbinden sesleniyoruz!
Ordularınızı ve tanklarınızı -Allah korusun- harekete geçirmenizi beklemiyoruz!
Kutsal Mescitlerimiz için de gelmenizi beklemiyoruz!
Peygamber Efendimiz’e (S.A.V.) lânet edildiği için de öfkelenmeyin!
O’nun kalbinde Mirac’a, Semâ’ya giden bu yol için de gelmeyin!
Bunları savunmanızı istemiyoruz! Hepsini biz üstlendik!
Dinimizin ve toprağımızın onuru için savaşıyoruz.
Sadece şunu soruyoruz: Sınır kapısında bekleyen yardımları hareket ettiremeyecek kadar da mı acizsiniz?!”
Evet tüm bu süreçte gördük ki aciziz. Gazze’de katledilen yüzbinlerce kardeşimize ulaşamadık aciziz.
Siyonistler tarafından tüm dünya esir alınmış aciziz. Görünmez onlarca zincir ile zincirlenmiş esirleriz. Bu zincirleri tek tek kırmak mecburiyetindeyiz.
Yine Ebu Ubeyde’nin birkaç gün önceki sözleriyle şunu da vurguluyoruz.
“Gazze cihadı, en temel bir hak, kutsal bir dinî vazife ve millî bir görevdir.
Mücahitlerimiz ve direnişçi kardeşlerimiz, işgal güçlerine karşı uzun sürecek bir yıpratma savaşını sürdürmeye tamamen hazırdır.
Halkımızla dayanışma kurmak, kuşatmayı kırmak ve zulmü sona erdirmek için çabalayan tüm özgür insanlara selam olsun! Dünyanın dört bir yanındaki özgür insanların girişimleri ve dayanışma adımları halkımız için gurur ve onur vesilesidir. Bu girişimlerin artırılmasını, sürdürülmesini ve bu düşmanın her alanda ve her zeminde ifşa edilmesini istiyoruz.
Bilin ki bu gecenin bir sonu vardır mutlaka. Zafer sabırla gelir, ferahlık zorlukla birlikte gelir. Her sıkıntının ardından mutlaka bir kolaylık vardır. Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır.”
Bizlerin bu alanda bulunanların sorumluluğu; her alanda sivil baskı oluşturmak ve Gazze’nin sesi olmaktır. Bizim tüm çabamız Allah katında mazeret ortaya koymaya yöneliktir.
Yoksa biliyoruz ki bu aşağılık soykırım, kınamalarla, protestolarla durmaz ve durmayacak. Soykırım; yalnızca etkin, samimi, kararlı ve caydırıcı bir güçle duracaktır. Bu eylemlerimiz ise caydırıcı ve güçlü kararlar almaya giden yol içindir.
Gazze için kararlılığımız, gayretlerimiz Gazze’ye yönelik politikaları etkileyecektir. Gazze için tüm eylemlere aşkla iştirak edin. Sakın vazgeçmeyin. Gazze’deki açlıktan ölen çocukların sesi olmak zorundayız.
Gazzeliler yalnızca ekmek, su ve ilaç istiyorlar. Bu kadar aciz olmayalım. Artık Yeter.
Gazze'de gerçekleştirilen vahşi soykırım bir saat bile geciktirilmeden müdahale edilmesi gereken bir noktaya ulaşmıştır. Gazze'de açlık ve susuzluktan insanlar can veriyor! Masum bebekler bir yudum süt içemeden dünyaya veda ediyor! Bu durum bütün insanlık için bir utanç, silinmeyecek bir alın karasıdır!
Bu utançtan kurtulmak için harekete geçmek herkesten önce bizim sorumluluğumuzdur! Zira o topraklarda en son düşen sancak bizim sancağımızdı! İnsani, vicdani, imani sorumlulukların yanında bir de tarihi sorumluluk taşıyoruz.
Dünyada vicdan sahibi hakların çığlıklarına rağmen yönetimler sessiz ya da hareketsiz!
Bu vicdan haykırışına sözlü olarak eşlik eden yöneticilerimizin bunun ötesine geçmesi gerekiyor! Zira sözün, kınamanın, lanetlemenin hiçbir anlam ifade etmediği iki yıllık süreçte anlaşılmış olmalıdır!
Filistin topraklarında asırlarca huzur ve adaleti temin etmiş şerefli bir milletin evlatları olarak harekete geçmeliyiz! Açlıktan susuzluktan can veren kardeşlerimize bir yudum su, bir lokma ekmek ulaştıramayacak kadar aciz olmamalıyız!
Gazze'ye, gerekirse donanmamız eşliğinde insani yardım ulaştırılmalıdır! Bu bile yapılamıyorsa eğer, yol verin sivil gemilere, millet olarak bizler seferber olalım!
Gazze'ye yardım ulaştırmak, Gazze'deki soykırıma son vermek; insani, vicdani, imani bir görev ve milletimizin onur mücadelesidir. Kararlı adımlar atarak bu insanlık dramına son verilmelidir.
Siyonist vahşetin adım adım yayıldığını ve nihai olarak bizim ülkemizi hedef aldığını görüyor ve biliyoruz! Bu vahşete set olacak adımların iş işten geçmeden atılması gerekiyor! İsrail terör devleti, tüm insanlık için fakat özellikle bizim için büyük bir tehdit ve öncelikli bir milli güvenlik sorunudur!
Sayın Cumhurbaşkanımız, Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak milletimiz adına taleplerimiz şunlardır:
1.Yöneticilerimiz tarafından da defaeten ifade edildiği gibi soykırımcı bir "terör devleti" olan İsrail ile bütün diplomatik ilişkiler hemen kesilmeli, siyonist diplomatlar sınır dışı edilmeli, İsrail'deki diplomatlarımız geri çağırılmalıdır.
2. Hava sahamız İsrail'e uçuşlara ve limanlarımız İsrail varışlı gemileri kapatılmalıdır.
3. Soykırıma karışan Türkiye-İsrail çifte vatandaşları yargılanmalı, cezalandırılmalı ve vatandaşlıktan çıkarılmalıdır.
4. Bakü-Ceyhan Boru hattı üzerinden İsrail'e petrol sevkiyatı durdurulmalıdır.
5. Soykırımcı terör devletine destek veren firmaların ülkemizdeki ticari faaliyetlerine son verilmelidir.
6. Bu soykırımın sponsoru ve terör devletinin en büyük destekçisi olan ABD'nin ülkemizdeki askeri üslerinin kapatılması gündeme alınmalıdır.
7. İsrail rejimini besleyen tüm damarlar kesilmelidir! Gazze'deki soykırımı besleyen şirketler, İDEF 2025 (Uluslararası Savunma Sanayi) Fuarından çıkarılmalıdır
8. Türkiye'den İsrail'e giden doğrudan veya dolaylı ticaretin tümü sona erdirilmelidir.
9. Türkiye'nin Gazze konusunda BM, İslam İşbirliği Teşkilatı, bölge ülkeleri nezdinde girişimlerini, diplomatik çabalarını biliyoruz. Ancak gelinen noktada bu çabaların fiili olarak Gazze'ye İnsani yardım ulaştırılması konusunda sonuç getirmediği bilinen bir gerçektir.
Bugün gelinen noktada uluslararası yardım mekanizmaları yetersiz kalmıştır. Katil İsrail yardımları 5 aydır engellemektedir.
Bizler Türkiye'nin Gazze'ye insani koridor açılması için diplomatik girişimleri yanında acil olarak Gazze'ye insani yardımın ulaştırılmasında havadan, denizden, karadan, mümkün olan tüm yollardan harekete geçerek fiili sorumluluk almasını bekliyoruz. Yarın harekete geçmek için geç olacaktır. Her geçen gün insani kriz ağırlaşmaktadır.
Hukuk ve ahlakın ortaya koyabileceği en meşru gerekçeler ortadayken insanlık adına harekete geçmek için Türkiye inisiyatif almalı ve öncü olmalıdır. Zira Gazze'de, bebeklere süt, mama, çocuklara gıda ve ilaç ulaştırmak insani, vicdani, imani bir sorumluluktur. Türkiye kamu gücüyle bu sorumluluğu yerine getirme konusunda geri durmamalı, mazeretlerin ardına saklanmadan cesaretli olmalıdır.
*Herkes gücü ve etkisi oranında Gazze’den sorumludur. Elimizden geleni yapalım Gazze’yi yalnız bırakmayalım
*Gündeminin birinci maddesinde Gazze yer almayan herkes mesuldür.
*Gazze için elinden bir şey gelip de elinden geleni yapmayan herkes mesuldür.
*Gazze için elinden bir şey gelmeyip de buna üzülmeyen herkes mesuldür.
*Gazze'deki zulmü dile getirmeyen herkes mesuldür.
Bu mutlak şer ve kötülüğe derhal müdahele edilmediği takdirde –tıpkı Bosna gibi- bütün insanlığın utançla anacağı bir Gazze’miz olacak.
Vallahi ahirette Gazze’den sorulacağız!
Vallahi ahirette bunun hesabını veremeyeceğiz!
SÖZ ÇOKTAN TÜKENDİ, HEMEN HAREKETE GEÇME VAKTİDİR.
Şanlıurfa Sivil Toplum Kuruluşları Platformu
YORUMLAR