Reklam
Reklam
Kısa Kısa Moritanya Notlarım
Mustafa Tosun

Mustafa Tosun

Kısa Kısa Moritanya Notlarım

30 Ağustos 2022 - 23:41

Başkent Nuakşot. Atlas Okyanusu sahilinde bir şehir. Ülkenin resmi adı Moritanya İslam Cumhuriyeti. Ancak islami pratik ideal düzeyde değil. 

  • Yerel kıyafetleri var. Özellikle erkeklerin. “Dırra”  diyorlar. Bir çeşit dış giysi. Hafif ve tesettüre uygun. 
  • Nuakşot nemli ve sıcak. Ülkede Fransız etkisi hakim. Maden kaynakları nedeniyle kendi başlarına bırakılmamışlar. Yıpratılmışlar. 
  • Avrupa'nın ikinci hatta üçüncü el araba ve gemileri burada birikiyor. 
  • Balıkçılık güçlü. Ama Çin, Türk, Rus şirketler bu işi yürütüyor daha çok.
  • Moritanyalılarda balik yeme durumu zayıf. Balık tüketen kesim de siyahiler.
  • Moritanyada farklı etnik gruplar var. 
  • Biz burda iken 4 istasyon gezdik ama benzin bulamadık. Benzin sıkıntısı var.
  • Burda da dilenciler yolun ortasında. Acayip bir durum. Afganistan’da da böyleydi.
  • Yol kenarında bildiğimiz nane satılıyor. Sorduk ne yapıyorlar diye. Çin'den gelen yeşil çayın içine katıyorlarmış, aroma oluyor. Yani nane satışı da bir gelir kaynağı. 
  • Burada erkeklerin başlarına örttükleri beyaz örtü var, iyice sarıyorlar. Sıcaktan ve çöl tozundan koruyor.
  • At arabaları yerine eşek arabaları daha çok yaygın. At nerdeyse yok gibi.
  • Cuma namazında camideyiz. Maalesef temizlik bir tık zayıf. Ayakkabılıklar caminin orta yerlerinde. İmam ise hutbede sembolik olarak elinde sarı renkli bir asa tutuyor.
  • Farzdan sonra müezzin herhangi bir şey okumuyor. Herkes kendi başına tesbihatını yapıp çıkıyor. Yani Türkiye’deki gibi uzun uzun müezzin sedaları yok.
  • Başkent Nuakşot'ta kenar camide cuma namazını kıldık. Müezzin ikinci ezanı okudu. İki rekat farz kıldık. Ardından muüezzinden herhangi bir sesli okuma gelmedi. Herkes kendi içinde hafif tesbihatını yapıp çıktı. Zuhru ahiri falan bilmiyorlar. Ki doğrusu da bu. 
  • Ortak paydalarımızın olması ne güzel. Fatiha ve zammı sure. Kıyam rükû secde... Arapça okunmasının güzelliği burada daha net görülüyor.
  • Atlas Okyanusu sahilinde sayısızca balık teknesi var. Birbirine bağlı siyah kovalar gördüm. Sonradan öğrendim ki bununla ahtapot tutuyorlar. İlginç.
  • Moritanyalı Adem'e ve Ahmed'e Malcolm X'i tanıttım. Tanımamaları üzdü biraz beni.
Bir geliş maksadımız da bu: birbirimize ümmetin değerlerini tanıtmak.
Mandela'yı hemen tanıdılar ama… 
  • Otelimize yakın sokakları gezerken akşam ezanı okudu. Otelde kılarız dedik ilerledik, az sonra bi baktık bir teyze kaldırımda namaza durmuş. Az ilerledik bir genç abdest alıyor. Az daha ilerledik baktık kaldırımda bir kilimin üstünde cemaat halinde namaz kılıyorlar. Biz de orda kıldık. Namazımız bitince bir genç bizim su şişesini işaret ediyor. “Kullanabilir miyim” anlamında, “tabi” dedim. Abdest almak için aldı. Bu yönleri harika… 
Hatta sonradan çocuğu olan bir abla geldi o da namazını kıldı. Sonra tezgahına geçti. Bizim Türkiye’de hanımların açık alanda namaz kılması garipsenir ama burda hiç öyle değil. 
  • Sokaklar maalesef kirli, maalesef dağınık. Belediyeciliğin, zabıtacılığın önemi burada daha net görüldü. Hepsinden önemlisi zihniyet tabi.
  • Komşu ülke Mali'de iç savaş var ve bu nedenle mülteciler Moritanya’ya geliyor. Sordum “gelmesinler” diyen var mı, yok dedi bize rehberlik eden arkadaş. Türkiye’deki gibi çılgınlık yok bu konuda.
  • Kızlara miras veriyorlar. Türkiye’de vermeyenler var dedik. Çok şaşırdılar. Nasıl olur da müslümanız dedikleri halde vermezler dediler. Türkiyede yaşamış olan Adem de Türkiye’deki müslümanların kendisinin namaz kıldıklarına şaşırdığını söyledi. Oysa bir müslüman için son derece doğal bir şey dedi. 
  • Dinlenme tesisi denilecek bir yerde durduk, yaşlı şoförümüz acıkmıştı, yanındaki genç ile etli pilav yediler. Tabi kaşıksız, elle. Ardından ise ellerini yıkıyorlar tertemiz. Taşınan minik lavaboları var. El yıkama kabı diyelim.
  • Moritanya'da misvak çok yaygın. Marketlerde bile satılıyor. Hatta dışarıda kadınların ağzında da görürsünüz. Sigaradan bin kat iyi. Ayrıca sigara içen de az gördüm. Türkiye'yi bilen arkadaş, Türkiye’deki gibi yaygın olmadığını söyledi.
  • Erkeklerin elinde 3 boğumlu tesbih var. Sokakta vs gezerken hep ellerinde. Muhtemelen zikir çekiyorlar. Türkiye’de o kadar yaygın değil. Burada herkesin elinde var nerdeyse.
  • Namaz konusunda çok hassaslar. Oldukları yerde suyla abdestlerini alıp hemen seccadeyi serip başlıyorlar kılmaya. Bir başkası yere bir şey sermeden direk kılıyor. Adeta namaz sürekli zihinlerinin köşesinde duruyor. Abartmıyorum az biraz gezince illaki birinin ya abdest aldığını görürsünüz ya da namaz kıldığını. Tabi bütüncül İslam sadece namazdan ibaret değil. Ancak Türkiye müslümanları maalesef namazdan gafil. 
  • Burada bayram namazı, sabah namazından 3 saat sonra kılınıyor.
  • Tanıdık bitkilerden pırpar dediğimiz semiz otu ve naneyi gördüm.
  • Sudan'da sabah namazından bayram namazına kadar hoparlörlerden tekbir ve tehliller getirilirdi burada ise kişi evinden camiye gidene kadar hafif ses tonuyla ama yakın çevresi duyacak şekilde gidiyor. 
  • Diğer Afrika ülkelerinde de oluyordu. Bayram namazlari açık alanda ve kadınların da iştiraki ile kılınıyor. Muhteşem bir bayram havası. Türkiye bu konuda negatif durumda. Kadınlar bayram namazına maalesef katılmıyor. 
  • Moritanya'da yerel dilin adı "pular"
Gökyüzü;
Kurdî  'ezman'
Farisî 'asuman'
Pularî 'asman'
İlginç... Kadim siyahi bir dil olan pularî ile kurdî kelime ortak nerdeyse...
Moritanya 4 farklı ırk var: pulari,soninki,volof,haseni 
(Sondaki Arap kökenli diğerleri siyahi)
  • Yol kenarında duran büyük kamyon şoförleri istirahat için kamyonun içinde değil de dışarıda portatif yatak üzerinde yatıyor.
  • Burada su problemi şöyle çözülüyor: yerelde bir yardım derneği yarım kamyonetin arkasına merkezi bir sondaj yerinden su yüklüyor ve tek tek evleri dolaşıp mevcut bidonları dolduruyor. Günde 70 ton du dağıtılıyor gittiğimiz mıntıkada.
  • Türkçede kullanılan jandarma kelimesi Fransızcadan gelme, gandermerie. Burada her trafik kontrol noktasında fransızca bu tabela var.
  • Halt fransızcada dur demek
  • Büyük bir hurma bahçesine girdik. Hasat zamanı. Üzüm salkımı gibi hurmalar taa yükseklerde. Üç boğumlu merdiven uzatarak ağaca çıkıyorlar. İlk defa gördüm. Bize de hediye ettiler. 
  • Burda köylerde ve suyun olmadığı yerlerde dikdörtgen şeklinde yere serilen su tulumları var. Depo niyetine. Zaten başkentten uzak yerlerde su sorunu yaygın.
  • Camilerde abdesthane işlevli olmadığı için herkesin elinde abdest almak için küçük şişeler var. Oldukları yerde abdest alırlar. Tabi bu bir imkan eksikliği.
  • Şankiti adında dünya çapında meşhur müslüman yazarı duymuştum ama moritanyalı olduğunu bilmiyordum. İnşallah en kısa zamanda kitaplarını okuyacağım.
  • Hayırsever bir milletvekili ile tanıştık. Orada iş ve işlemlerimizin kolay yürümesinde onun katkısı vardı ve bizi güzel ağırladılar. 
  • Para birimlerinin adı ukiye. 1 dolar 36 ukiye idi. 
  • Yeraltı zenginlikleri çok fazla. Batılılardan bir hayır görmediklerini söylediler. Türkiyeli girişimciler keşke gelse burada çalışma yapsa. Hem kazanacaklar hem de eminim buralara hizmetleri olacak dedi arkadaşımız.
  • Büyük sahra çölünün bir kısmı bu ülkenin sınırları içinde.
  • Şehirlerin ana yolları dışında kalan yollar kum toprak şeklinde.
  • İkinci el arabaların çoğu eski model Mercedes.
  • Konuşma dilinde arapça ile fransızca hakim. Yerel diller ile de konuşuyorlar.
 
Rabbim bahtlarını açık eylesin. Geleceğini aydınlık eylesin bu güzel ülkenin..
Selam ve dua ile..
 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum