Reklam
Reklam
Laikliğe Dair
Mustafa Tosun

Mustafa Tosun

Laikliğe Dair

14 Ekim 2022 - 20:30

Laikliğin pratikte ne olduğu belli..

Müslüman için İslam şeriatının hukuki anlamdaki pratikleri askıya alınacak, kitapta bazı ayetler süs niyetine duracak…

Bunu bu şekilde içine sindiren dindarları anlayamıyorum.

Eğer bu kardeşler, devlet, toplumu yönetirken o toplumun dini değerlerini dikkate almamalı diyorlarsa bana göre bu devlete “ilahlık” payesi vermektir ve riskli bir durumdur akide açısından. Ki devleti yönetenler beşerler ve mükemmel değiller nasıl ilah olabilirler.

Açıkçası kitabın bazı emirlerinin pratik zemini devlet gücüdür. Buna rağmen böyle düşünenler “kitabın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmayanlar” durumuna düşebilirler.

Meramımı madde madde ifade etmek isterim;

  1. İslam’ın şeriatının hukuksal pratikleri iman edenleri bağlar.

İman etmeyenlere dayatılamaz. Onlara kendi hukukları varsa uygulanır. Ancak devletin asıl işleri adalet ve hakkaniyettir. İyiliği desteklemek kötülüğü engellemek. Müslüman olmayanlara dini dayatmak değildir. Ancak Müslüman olanın da şeriatını korumaktır.

  1. Görünen o ki, Müslümanların bir kısmı 300 yıllık modern paradigma hâkimiyetinin etkisinde kalarak şeriatın bazı emirlerini tarihin askısına asıyorlar. Açıkçası pes ediyorlar. İnandıkları Rablerinin emirlerine yönelik üretilmiş oryantal yaklaşımı kanıksamış görünüyorlar.
  2. Bununla beraber gelenekçi paradigmanın pak İslam şeriatını mezhebi dogmalara boğması sonucu da bu kardeşlerimiz kendilerine bundan haklılık payı çıkarıyorlar. Oysa bunu bahane edip şeriatı tümden tarihin askısına almak kanaatimce doğru bir hamle değildir. Vebaldir.
  3. Kemalist Türkiye özelinde laikliği yaşamış olmalarına rağmen hala bunu dillendirmeleri de ayrı bir garabet.
  4. Müslüman toplumun birçok sorunu var. Bu sorunların da birçok nedeni var. Bunlara yönelik çözümcül ve ıslah edici yaklaşmak yerine. İslam’ın bütüncüllüğünü bozacak tavırlar geliştirmenin bir Müslüman için uygun olmayacağını düşünüyorum.
  5. Laikliğin en nötr anlamı başka dini inançların varlığını korumaları vs ancak şu bir gerçek ki laiklik bu anlamda bir tuzak. Yani yok böyle bir şey. Her dini inancı yolunmuş tavuğa çevirerek yontan tanınmaz hale getiren bir sistem. Yahut mabede hapseden. Güdükleştiren.

Nas suresi okuyan bir Müslüman bu durumu nasıl içine sindirebilir?

  1. İslam’ın Kitabında ve elçisinin siyerinde başka inanç mensuplarına dair örneklikler var. Pratikler var. Bunlar dururken bir Müslüman neden laikliğin gölgesinden medet umsun ki? Laikliğin sadece hukuksal yönü yok, felsefik olarak da pozitivist bir arka plana sahip, bilimciliği din edinen. Laik yönetim dediğimizde dinden ari bir yönetim akla geliyorsa ki öyle bilinir ama “dinsizlik” de bir din değil midir, bir yaşam tarzı değil midir?
  2. Son olarak Müslümanların yaşadıkları siyasi egemen gücün altında en azından kendi özgünlüklerini koruma adına kendi hukuklarını kendi toplumlarına uygulama izni istemeleri ve bu uğurda mücadele etmeleri gerekir.

Aksi halde pratize edilmeyen emirler tarihsel bir malzeme olmaya mahkûm edilmiş olur. Süs niyetine durur.

 

En doğrusunu Allah bilir.