Reklam
Reklam
Şehre Kayıtsız Kalmamak
Şükran Taşdelen

Şükran Taşdelen

Şehre Kayıtsız Kalmamak

16 Şubat 2024 - 18:52

14 Şubat itibariyle Şanlıurfa Büyükşehir Belediye başkanı sayın Zeynel Beyazgül’ün davetlisi olarak şair ve yazarlarla “Yazarlarla Başbaşa” programında idik. Zeynel Beyazgül başkanımızın şehrimize katkıları gerçekten takdire şayan. Zaten programda da söz alan arkadaşların çoğunluğu bunu defaatle ifade ettiler. Kendisine teşekkürü bir borç biliriz. 
Ancak şehircilik ve belediyecilik konusunda hâlâ aşılması gereken mesafeler var. Şehre eğitim alanında otuz yıl emek veren ve artık kendini Şanlıurfalı sayan biri olarak benim de söylemek istediğim eksiklikler vardı. Fakat başkanımız söz vermek istediği halde bir türlü sıra gelmedi. Ben de yapıcı eleştirilere açık olduğuna inandığım başkanımıza bu satırlarda programda söylemek isteyip de söyleyemediklerimi ifade etmek isterim.   
1.sorun, Bahçelievler’deki caddeleri işgal eden dükkanların yayılmacı tavırları. Zaten şehir trafiğine dar gelen caddeler dükkân sahiplerinin mallarını kaldırıma yaymasıyla hepten daralıyor ve yayalar kaldırımlardan yürüyecek yer bulamıyor. Kaldırımı işgal eden bu dükkanların bir kısmı da ikinci el eşya satan Suriyeliler. Ve sanki onlara iltimas geçiliyor, dokunulmazlarmış gibi uyarılmıyorlar. Aşırı rahat ve yayılmacı olduklarından yayaların kul hakkına girmektedirler. Bu kaldırım işgalinin ortadan kaldırılması sorunu nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz? Bazı cezaların uygulanmasını başlatacak mısınız?
2.sorun yine Bahçelievler’deki Suriyeli dönerciler ve lokantalar. Hijyen açısından gözle görülür bir şekilde temizliğe riayet etmemeleri kamu sağlığı açısından bir tehlikedir. Ama bu dükkanların denetlenmemesi ayrı bir garabet. İnanın cadde ve kaldırımlar bu yerlerin kir ve pasağından, yağ içinde kalmış. Tamam bu kardeşlerimiz savaştan kaçtılar. Tamam onlara kapılarımızı açtık. Barındırdık. Fakat bu kardeşlerimiz dokunulmazlık zırhıyla mı kaplıdırlar? Temizlik konusundaki lakaytlıklarını eleştiremez miyiz? Onları uyaramaz mıyız? Şehrin kurallarına riayet etmeleri sağlık ve hijyen şartını yerine getirmeleri için bir yaptırımın olması gerekir diye düşünüyorum. Umuyorum ki bu konuda da denetimler yerli yerince yapılır.
3. sorun, üniversiteye hazırlanan gençlerimizin ihtiyacı olan kütüphane ve çalışma salonlarının yetersizliği. Gençler çalışmak için çok erken saatlerde kütüphane önünde çantalarını dizerek sıraya giriyorlar. Yağmurda, çamurda bu dertleri bitmiyor. Bu durumun fotoğrafını zamanında çekmiş ve basında da yer almıştı. Ancak o günden bugüne bu sorunun çözümüne dair bir gelişme göremedik. Hâlâ öğrenciler sıraya çantalarını diziyor. Birkaç defa haber yapmakla da sorun bitmiyor. Bir iki haber sonra unutuluşa geçiliyor. Şimdi artık gençler çantalarını sıraya koymuyor. Fakat “yer yok” denerek kapıdan gönderiliyorlar. Bu ise gençlerdeki umutsuzluğu arttırıyor. Belki şehir kütüphanelerinin arttırılması yolunda çalışmalarınız vardır. Bilemiyorum. Fakat kütüphane olmasa bile çalışma salonları her semtte kurulabilir ve varsa da çoğaltılabilir. Tek bir öğrenci bile dışarda kalmamak adına bu salonlar kullanılabilir. Ya da sizin bu sorunun çözümüne dair hangi girişimleriniz var?
4. sorun otopark sorunu. Her sokak park etmiş arabalarla dopdolu. Bu durum cadde ve sokakların daralmasına sebep veriyor. Kimse park etmeme kuralına uymuyor. Bu yaptırımlar neden uygulanmıyor? Herkes kafasına göre park ederse, trafiği sıkıntıya sokarsa asayiş berkemal olur mu? Belediye olarak her semtte neden çok katlı otoparklar inşa edilmiyor? Ya da yeni imar planlarında apartmanların altına otopark yapmak neden zorunlu hale getirilmiyor? Sokak ve caddelerde bisiklet sürme parkuru neden yok? Varsa neden işgal ediliyor? Bütün bu sorunların çözümünde kararlılık, planlılık ve kurallara uyma iradesi gösterilmeli değil mi? 
5. sorun çöplerin toplanmasında sorunlar var. Sokaklar pislik içinde. Belediye çalışanları izinsiz grev mi yapıyorlar bilmiyorum. Ama birkaç sene öncesine kadar oturduğum semt temizdi, temizleniyordu. Hatta Diyarbakır’dan gelen bir misafirimin bile dikkatini çekmişti. Oysa bugün maalesef aynı titizliği göremiyorum. Belediyede işe girmek için bin takla atanlar, işe girdikten sonra üzerlerine düşeni layıkıyla yapmıyorlar demek ki. İşinde ihmalkarlık gösterenlere de bir yaptırımınız olmalı değil mi? Yoksa semt değiştirmemizi mi önerirsiniz? Gerçi semtten ayrılmak için de elimden geleni yapıyorum ama nasip olmadı ne yazık ki. Bu sorunlar çözüm yoluna girdiğinde ancak bir şehir kültürü ve ciddi bir belediyecilikten bahsetmek mümkün olabilir. 
Bu şehre emek ve gönül veren biri olarak şehre kayıtsız kalmamak adına elimden geldiğince görünen sorunları dillendirmeye çalıştım. Önemli olanın el birlik eksikliklerin, yanlışların üstesinden gelmektir. Makam sahipleri de yapılan yapıcı eleştirilere açık oldukları sürece daha başarılı olacaklardır. Başkanımız Zeynel Beyazgül bu açıdan takdir edilen, hizmetleri göz önünde olan biridir. Özellikler STK’lara sundukları kolaylıklar konusunda kendisine bizzat teşekkür ediyorum. Ancak yapılacak daha çok iş var. Bu açıdan fikir beyan ederek bir nebze yardımcı olmak istedim. Sürçülisan etmişsek affola. Programda konuşan tüm arkadaşlar gibi şehrin tarihi dokusunun bozulmadan, ferah ve yaşanılır bir şehir olma yolunda istikrarlı olsun istedim. Rabbim yolunu açık etsin ve ne dünyada ne de ahirette yüzünüzü kara çıkartmasın. Bütün temennimiz iyilik ve hayır üzerinedir. Çalışmalarını hassasiyetle yürüten başta şahsınız olmak üzere tüm ekiplerinize samimiyetle esenlikler dilerim.

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Heydunya
    2 ay önce
    Kaleminize sağlık. Şanlıurfa ve diğer tüm şehirlerimizde belediyecilik siyasetin önemli bir kolu olmaktan başka bir durumda değil malesef. Belediyecilik anlayışının günü kurtarma üzerine değil, insan onuruna yakışan, sürdürülebilir, kendine has dokusu olan şehirler yaratma yönünde değişmesi gerekmektedir.