Reklam
Reklam
Allah, oğlunu kes der mi?             
Erkan Furkanoğlu

Erkan Furkanoğlu

Allah, oğlunu kes der mi?             

04 Kasım 2022 - 20:01

Rahman Allah, doksan dokuz esması, sıfatları, sayısız güzel efalleriyle isimlendirilebilir. 
        Kâinatın ile her zerrenin sahibi, hâkimi, maaliki ve tasarrufunda tutan bir ve tek Es Samed Allah’ımız, kendisini özellikle ve öncelikle Rahman ,Rahim sıfatlarıyla tanıtıyor.’’
         BismillahirRahmanirRahim’’ her hayrın başı ve başlangıcı olarak Allah’ımızın her yarattığına rahmetini ve merhametini izhar eder. Allah’ımızın rahmet ve merhamet sahibi oluşu ve bunları ön plana çıkarması zihnimizde, davranışlarımızda ve hayatımızın her alan ile anında bu elzem bilinci sürekli canlı tutmamız için de olabilir.
    Çocuk(İsmail as) babasıyla (İbrahim as)beraber iş güç tutacak yaşa, doğru ile yanlışı birbirinden ayırabileceği ergenlik çağına erişince de İbrahim ona: “Yavrucuğum, rüyamda seni kurban etmeye hazırlandığımı görüyorum, bir düşün bakalım bu işe ne diyeceksin?” diye sordu. Oğlu da “Babacığım! Rüyanda sana emrolunan şey, Allah’ın iradesinin tecellisine uygunsa yap, inşallah beni sabreden biri olarak bulacaksın” dedi.(“Allah’ın iradesi olarak düşündükleri/gördükleri isteğe” teslim olmaları anlamını taşımaktadır.)Sâffât Suresi 102
    Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyanı gerçekleştirdin.(Rüyanda (sana ilettiğimiz buyruklara) bağlı kaldın! (Biz de bunun karşılığında, sana evladını bağışladık ve ikinizi de yüce bir makama yükselttik!) İşte Biz, güzel davrananları böyle ödüllendiririz!” Bu, gerçekten, çok zor ve apaçık bir imtihandır, diye seslendik. Sâffât Suresi 103-106
     Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim'e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. Sâffât Suresi 107-111

    Kuran-ı Kerim’de Saffat Suresi 102-111. âyetlerde İbrahim as ‘ın oğlunu kurban etmesi anlatılır. Bu kıssa bir imtihandır. Bu imtihan, peygamber olan baba ile oğlu arasında cereyan etmiştir. Şöyle ki,  İbrahim as’ın iki oğlu vardı: İsmail ve İshak aleyhisselamlar. Kur’an-ı Kerim’de kurban edilecek çocuğun isminden söz edilmez. Ama tefsircilerin kanaatine göre bu, İsmail’dir. Zira olay göçten hemen sonra olmuştur ki, o zaman İsmail vardı. Ayrıca olay Mekke’de geçmiştir. Mekke’ye gelen de İsmail’dir. İbrahim (a.s.) gece rüyasında, birisinin kendisine, «Allah sana oğlunu boğazlamanı emrediyor» dediğini duymuş, sabah olunca bunun şeytandan mı, Rahmân’dan mı olduğu hususunda tereddüt etmiş, üç gece rüyayı üst üste görünce bunun Allah’tan olduğunu anlamıştır.

     İbrahim as’ın yaşadığı dönemdeki “büyük erkek çocukların kurban edilmesi” geleneğinin etkisiyle Hz. İbrahim’in rüyasında oğlunu kesmekte olduğunu gördüğü, Hz. İsmail’in çocuk yaşta olmasına rağmen babasına yönelik varsa bir emrin uygulanmasını istediği, ancak Yüce Allah’ın suçsuz bir çocuğu öldürmek gibi bir emrinin olamayacağı, Mâide 5:32’de belirtildiği üzere suçsuz yere bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek gibi olacağı, Kâf 50:29 gereği Allah katında sözün değiştirilmeyeceği gibi gerekçeler nedeniyle Yüce Allah’ın böyle bir işleme izin vermediği anlaşılmaktadır. İbrahim as, rüyasının gereğini yerine getirmek isteyince Yüce Allah’ın ona büyük bir kurbanlık fidye olarak verdiği devam eden ayetlerde ifade edilmektedir. Dikkat edilirse Sâffât 37:105. ayette “Emrimi yerine getirdin” değil de “Rüyayı gerçekleştirdin” buyrularak bunun “ilahî bir emir” değil, “rüya” olduğuna özellikle dikkat çekilmektedir.
    Buradaki teslimiyet  İbrahim as’ın gördüğü rüyayı ilâhi emir olarak algılaması, İsmail as’ın ise peygamber olan babasının sözüne gösterdiği teslimiyetti. Baba oğlunu kurban etmeye, oğul da kurban edilmeye teslimiyet göstermişti. Onlar Yüce Allah’ın emri olarak gördükleri husus gereği böyle bir teslimiyet örneği gösterdiler.
    Bu ayetler, İbrahim as ve İsmail as üzerinden imanın gerçek yüzünü, teslimiyetin büyüklüğünü, sadakatin güzelliğini ortaya koyuyor ve iman ile teslimiyetin nasıl olması gerektiği konusunda en güzel şekilde örneklik teşkil ederek  mesaj veriyor. Yani Allah’a teslimiyet öyle olmalı ki insan en çok sevdiğini O’nun için verebilmeli ve verilenler de insanın en çok sevdiklerinden olmalı (3/92). Nitekim  İbrahim as  Allah’tan sonra en çok sevdiği ciğerparesi oğlunu gözünü kırpmadan, sükûnetle, hiçbir şey sormadan ve sorgulama yapmadan,(Ayetle insan katlinin önüne geçilmesi için İlahi hüküm verilmesi hikmetinden habersiz) keskin bir imanla Allah’a sunabiliyor ama Allah insanın kurban edilmesinin doğru olmayacağını ve onun yerine teslimiyetin, kurbiyetin yani Allah’a yakınlığın sembolü olarak hayvanların kurban edilmesi gerektiğini 107. ayetle bildiriyor. 
    İnsanlığa bu kıssa ile rahmet ve felah yolu vahiyle örnek olay üzerinden en güzel ve kalıcı şekilde gösteriliyor. 
     İbrahim aleyhisselamın, en sevdiği evladını bile Allah için feda edebildiğini gösterir. İşte tam teslimiyet budur. Allah Teala şöyle buyurur: Sahibi (Rabbi) ona "Teslim ol!" dediğinde o, "Varlıkların Sahibine (Rabbine) teslim oldum!" demişti. (Bakara 2/131) Aynı teslimiyeti İsmail aleyhisselam da göstermiştir. Allah Teala onunla ilgili olarak da şöyle buyurmuştur: "Bu Kitap'ta İsmail'i de anlat. O, sözünü tutmuştu; Nebi olan elçiydi." (Meryem 19/54) Bu ayetlerle kurban edilmek istenenin İsmail aleyhisselam olduğu kesinleşir.
    İbrahim as ve İsmail as’ın rüyadaki emre itaat edip etmeyecekleri, teslim olup olmayacakları onların büyüklüğüne yakışır çok zor bir imtihan, yani denemedir, sınavdır. Bu sınav, Allah'ın emri olarak değil, İbrâhîm as'ın rüyası bağlamında gerçekleşmiştir. Bu sınavla Allah'a olan bağlılığın ne denli güçlü ve samimi olduğu; bir babanın oğlunu dahi feda edecek boyutta bir teslimiyet ortaya konmaktadır. Yoksa Allah'ın İbrahim'e oğlunu kurban etmesi gibi bir emri yoktur. Bir kimsenin en çok sevdiği bir varlıktan bile tereddüt etmeden vaz geçmesinin teslimiyeti anlatılmaktadır. Allah ise bu teslimiyeti bir kurbanlıkla karşılamıştır. Üzerinde durulması gereken İbrahim'in oğlunu kurban etmeye niyetlenmesi değil, teslimiyeti ve Allah'ın bu teslimiyete verdiği karşılıktır. Bu ayetlerin bu olay üzerinden verdiği mesaj Allah'a teslimiyet ve sadakattir. Yoksa Allah'ın nedensiz olarak bir cana kıyılmasını istemesi düşünülemez. Bu tarz bir düşünce Allah'a atılmış en büyük iftira olur.
    Bu kıssayla çok eskiden beri ve birçok toplumda yaşanan insanın kurban edilmesi son bulsun diye Rahman Allah, kulluğunu ve samimiyetini göstermek isteyenlere insanı değil, İnsanlar için musahhar kılınmış varlıkların Allah adına ve insanların hayrı için kurban edilmesini takdir edip örnek göstermiş. 
    Selam olsun Rahman Allah’ın tüm rasul ile nebilerine ve onların dava ve davetini sürdürenlere

Selam, dua ve muhabbetlerimle…

A.Erkan FURKANOĞLU
Manisa 03.11.2022   / 23.45

YORUMLAR

  • 1 Yorum