Reklam
Reklam
HİDÂYET alelâde dağıtım mı? Fevkalâde hak ediş mi?-2
Erkan Furkanoğlu

Erkan Furkanoğlu

HİDÂYET alelâde dağıtım mı? Fevkalâde hak ediş mi?-2

26 Aralık 2022 - 12:42


El Hâdi olan, kullarından talep edip hak edenlere hidayet nasip eyleyen, bizden bunu isteyen ve razı olan Rahman Allah’ımız en büyük kazanım olan hidayete ermemiz için insanlara rahmetinin tecellileri olan kitaplar, elçiler, fıtrat, vicdan, akıl, sağduyu ile teşvik ve tavsiyede bulunmuştur. 

      Hidayet çağrısı ve teşviki tüm iyi, güzel, hayırlı işlerde olduğu gibi tüm insanlaradır. Belirli ve sınırlı bir kesim yerine İnsanların Rabb’i, insanların Melik’i,İnsanların tek İlah’ı  son mesajı olan Kur’an’-ı Kerim’inde evrensel çağrısında:’’ Ya Eyyühen Nas’’/ ‘’Ey tüm insanlar’’diye  genel çağrısını herkesi en güzel şeylere davet eder. Rahman Allah’ın davetine icap veya isyan insanın sorumluluğu, tercihi, gayretine, yaşayışına bağlıdır.

    Hidâyetin talep edenlere, emek verenlere ,hak edenlere Rahman Allah’ın takdiriyle nasip olması adil olandır. Rahman Allah herkese hak ettiğinin karşılığını eksiksiz verendir.

   Dalâleti talep edenlere, hak edenlere, dalalette kalmakta ısrar ve inat edenlere Rahman Allah’ın takdiriyle hak ettiklerini vermesi de en adil olandır.


Her kim kendisine ’dosdoğru yol’ apaçık belli olduktan (hidayet ve hakikati bilip tanıdıktan, Hakk ile Bâtıl’ın farkına ve şuuruna vardıktan) sonra, (dünyalık makam ve menfaat hırsıyla) Elçiye ( Allah’ın Rasulu ve Allah’ın tek razı olduğu İslam dinine)  muhalefet edip (haklı ve hayırlı hareketten ayrılırsa) ve mü’minlerin yolundan başka bir yola (Şer İttifaklarına ve şeytani kurallara) uyarsa, onu dönüp gittiği yanda (şerli ortam ve ortaklıkta) bırakırız (bu hıyanet ve hakaretinden dolayı tekrar Hakka ve hidayet yoluna dönmesine fırsat tanımayız ve hidayetini karartırız) ve (ahirette de) cehenneme sokarız. O ne kötü ve sürekli bir (zindan) karargâhıdır! Nisa 115

   Hatada, yanlışta, kötüde, günahta, haramda ısrar ve inat edenler dalaleti hidayete tercih edenlerdir ve sorumlusu kendileri ve yaptıklarıdır.

    Kâinatı ve her zerreyi yaratan, yöneten ve sınırsız kudretiyle hükmeden Rahman Allah’ın dışında nefsini, arzu, istek, heva, heves veya herhangi bir şeyi İlah edinen, yaşamın gayesi yapan her kim olursa olsun dünya ve ahirette kendini hüsrana müstehak eder.

    Kendi arzu ve heveslerini hayatın biricik gayesi hâline getirerek ihtirâslarını tanrı edinen ve Allah’ın da, sapıklığı hak ettiğini bildiği için kulağını ve kalbini mühürleyip gözlerinin üzerine perde çekerek hidâyetten mahrum bıraktığı insanın acıklı hâlini bir düşünsene! Söyler misiniz; Allah böyle birini saptırdıktan sonra, artık kim onu doğru yola iletebilir? Öyleyse, ey insanlar, bunları düşünüp öğüt almayacak mısınız? Casiye 23

     Fakat (inkâr ederek nefsine) zulmedenler hiçbir bilgiye dayanmaksızın kendi heveslerine uymuşlardır. (İnatları yüzünden) Allah'ın sapıklıkta bıraktığı kimseyi kim doğru yola iletebilir ki? Onların (Allah'ın azabından koruyacak) yardımcıları da olmayacaktır! Rum 29

Onların Allah'tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir dostları yoktur. Allah, kimi (yaptıkları yüzünden bulunduğu) sapıklıkta bırakırsa, artık onun için hiçbir kurtuluş yolu olmaz. Şura 46


Selam, dua ve muhabbetlerim dalâletten sakınarak hidâyete tabi olanlara…


YORUMLAR

  • 0 Yorum